YÖRESEL ÖZELLİKLER



bizim_kz_.jpg
Folklor : Yörenin sözlü kültürü oldukça zengindir. Ancak bunlar sistemli ve planlı çalışma ile gün ışığına çıkarılması gerekmektedir. Son 25-30 yıldır toplumun dışa açılması başka kültürlerle iletişimi görsel ve yazılı basının egemenliği genç neslin kültürünü tanımayışı sonucu müthiş bir kültür erozyonu yaşanmaktadır.
Efsaneler: Türkü ve Maniler ; Mani ve türkü çok olup otantik özelliği olacağı kanısıyla aşağıda örneklerle yetinelim.
Mektup yazdım yaz idi
Kalemim kiraz idi
Daha çok yazacaktım
Mürekkebim az idi


Karanfil eğmeyinen
Göz göze değmeyinen
Adam yardan ayrılır mı
Babası döğmeyinen

Maniyi baştan söyle
Kalemi kaştan söyle
Karnımın açlığı var
Ekmekten aştan söyle

Tepeköyün düzleri
Hoş kokar nergisleri
Oğlan kızın peşinde
yitirmiş öküzleri

Ilgar bir maral olsa
Saplısı karar olsa
yıkarım ılgar seni
yara bir zarar olsa

Kaleden indim ancak
Elinde yeşil sancak
Ne kız oldum ne gelin
odlara yandım ancak


Deyimler : Yöreye özgü bazı deyimler ; Her boyağı boyadık fıstıki boya kaldı, bacım umuyor bacımdan bacım ölüyor acından, adamın ayısı olmasa ayının biri bin para, itin ahmağı o ki gayganadan (Sahanda yumurta) pay, umuyor, Kork aprılın beşinden öküzü ayırır eşinden

DAMAL TÜRKMENLERİ NİN GELENEKSEL KADIN GİYİMLERİ
Damal Türkmenleri, geliyorum, gidiyorum biçiminde, İstanbul ağzına yakın bir şive ile konuşurlar. Genellikle haziran ekim ayları arasında yaylalara çıkarlar.
Burada yaşayan Türkmenlerimiz, en eski ve özlü Türk giyim kuşamını ve çeşitli bütün adetlerini, günümüze kadar özenle yaşatmışlardır.
Bildirimimizde, Damal Türkmenleri nin günümüze kadar süregelen geleneklerinden, kadın giyimleri üzerinde duracağız.

ÜÇETEK ENTARİLERİ: Eski Anadolu Türk Kadın Kılığında üç etek entari, üzerinde durulmaya değer bir giyim çeşididir. Üçetek entariler, önceleri köy ve kentte ki bütün anadolu kadınlarında, günlük giyim olarak kullanılmıştır. Mevsimine göre bunların, türlü renkte pamuklu veya yünlü kumaşlardan yapıldığı, ancak kadife ve atlastan olanların genellikle düğünlerde, bayramlarda ve şenliklerde giyilen bir gelin giysisi olduğu bilinmektedir.
Üçetek giysisi hala Damal da vazgeçilmez bir giysi olarak giyilmektedir. Bilhassa köylerimizde bu oran daha fazladır.
Yöremizde bu üçetek entariye; peşli, üç peşli veya saya gibi değişik adlar verilir. Üçetek entarinin ön etekleri ya düz olarak serbest bırakılarak bele tutturulur. Ya da önden kaldırılan etek uçları arkadan birleştirilir. Etek uçları kaldırılanlarda, öne bir önlük bağlanır. Üçetek ile birlikte Göynek gömlek,şalvar ve Fermene denilen cepken veya yelek giyilir.
Öteki bölgelerimizdeki kadınlar, genelde üzerlerinde gömlek ve şalvar ile birlikte bir üçetek entari taşıdıkları halde, Damal da bu entariden 4-5 katı, üst üste giyilir. Bunların yanı sıra ,ayrıca eteklere de yer verilir. Bu etekler, peştamal gibi diktörtgen biçiminde olup, bele bağlanarak kullanılır. Üçetekler arasında kullanılan bu eteklerin biri önden arkaya bağlanırken, ikincisi arkadan öne doğru bağlanır.
Böylece, biri önde, öteki arkada olmak üzere biri birini takip ederek, üç adet etek ile, beş tane üçetek entari üst üste giyilir. Üçetek entari ile birlikte kullanılan eteklerden, öndekine, düz örtü, arkadakine belleme denilir. Yeni evli kadının en az beş entari, üç de etek ve bir yeleği bir arada giymesi gerekli görülür.
Üçetek entari, etek ve yeleklerin hepsi astarlıdır. Bu giysilerle birlikte, gömlek ve şalvarları da unutmamak gerekir. Giyilen gömleğe; Ğöynek Eteği denir. Göynek eteğinin beden kısmı, beyaz bezden, eteği ise, renkli herhangi bir kumaştan yapılır. Şalvar, pazenden olup, pijama gibi dikilir ve paçaları, çorap koncuna sokulur. Etek ve entarileri üst üste giyerken, özellikle renklerin birbirine uyuma dikkat edilir. Çünkü entarinin etek uçları ile birlikte, peştamal biçimindeki eteklerin uçları da kaldırılır. Böylece giyenin arka tarafında öyle bir düzenleme yapılır ki, kat kat giyilen entari ile eteklerin, renkleri arkadan görünür. Bu bakımdan birbirini takip eden renklerin uyumu önemlidir.
Damal etek uçlarının kaldırılış biçimi,öteki bölgelerimizden oldukça farklıdır.Entarilerin ön uçları kaldırılmadan önce bele,genişçe bir dokuma,kuşak sarılır.Etek uçları kaldırılarak, yan tarafından bel e bu kuşak arasında sıkıştırılır.Uçların yanlarda toplanarak sıkıştırılması, giyenin bedenine genişlik verir. Bedenin böylece geniş görünmesi bölgede makbuldür. Hem renk zenginliği, hem de geniş görünmek için Türkmen kadını üst üste giyinir. Entarilerin arka etekleri ise değişik ve uyumlu renkleri ile, arkadan görünüşü güzelleştirir. Yöre halkımız genellikle, 1800-2000m. yükseklikte yayla ikliminden olduğundan, kadınlarımızın üst üste giyimi, sıkıcı veya bunaltıcı olmaz.
Üçetek entarinin önlerini ve eteklerinin çevresi, karşıt renklerdeki şeritlerle süslenmiştir. Bu süslere, Zincef denir. Ön etek uçları kaldırılıp, arka etekler de düzenlenince, öne bir siyah önlük takılır. Bu önlüğün üzeri, genelde Koçboynuzu süsleriyle süslenir. Önlük de astarlıdır. Yöremizde, üçetek entariye; Saya, onun üzerine giyilen kolsuz üstlüğe,yelek veya kollu giysiye;cepken denir.Kol a bilek kısmı tasmalı, üst kısmı büzme bağcıklı (şimdilerde lastikli) geniş birer kolçak takılır.
Kolçak ağzındaki tasması da, entarilerde olduğu gibi kolçakta karşıt renkteki kumaştan yapılır. Bu değişik renkteki kol tasmasına da, entarilerdeki gibi, Zincef denir. Geniş olan, kolçağın ortası, bir bağ ile hafif sıkılarak, boğum yapılır. Kolçak renginin, göğse takılan boncuklu, tor ile giysilerin rengine uymasına özen gösterilir.
Kadınlarımızda, Göğüslük geleneksel giyimin tamamlayıcı bir süsüdür. Giysiler üzerine göğse, mutlaka dikdörtgen biçiminde bir göğüslük konur. Bu da, yukarıdaki bir bağ ile, boyuna geçirilip, alt uçları da, birer bağcıkla arkadan bağlanır. Göğüslük koyu renkli, genelde siyah bir kumaştan yapılır. Buna, döşlük denir. Döşlülüğü, yaşlı kadınlar ile dul kadınlar takarlar. Genç kadınlarda ise, tamamen boncuklardan yapılmış Tor denilen göğüslük kullanılır.
Bütünü boncuklardan yapılan göğüslük, sık bir balık ağı gibi dokunup, geometrik şekillerde renklendirilmiştir. Yanlarına çepeçevre bir veya iki sıra beyaz veya renkli düğmeler dikilir, bu düğmelerin seçiminde bile estetiğe önem verilir. Düğmelerin dikilişinde zıt renkteki iplik kullanılır.
Damal Türkmenleri nin giyimlerinde, boncuklardan yapılma süslere ve takılara, çok önem verilir. Bu rengarenk giysiler göz nuru, el emeği ve özenle hazırlanmış, çeşitli renklerde, örme boncuk süslerle zenginleştirilir. Kemerler, çeşitli saçbağları, baş süsleri, bilezikler, göğüslükler hep renkli boncuklardan yapılır. Kadın; gümüş, hamaylı, kehribar veya iri boncuklardan kolyeler ve altınlar ile boynunu dizi dizi boncuk ve savatlı gümüş bileziklerle de kollarını süsler. Kola takılan boncuk dizilerine, kol boncuğu deniyor. Boncuklu süs takılar, iri boncuklardan yapılmıştır. Bütün boncuk işleri ve giysilerini, Damal lı Türkmen kadını kendisi hazırlar. Esasen Türkmenler de, kadının marifetli olması, kendi giysilerini kendisinin yapması şarttır. Marifetli olmayan, kendi giysilerini dikmeyen kız evde kalır.
Geleneksel giysilerde, özel başlıklar kullanılır. Gelenek ve göreneklere göre yapılan başlıklar, malzeme ve görünüş bakımından, çeşitlilik ve zenginlik gösterir.
Köy kadınları; fesleri, üzerindeki altınları, gümüşleri, boncuk süslemeleri ve renk renk başörtüleri, ayrıca; altın, gümüş ve boncuktan takıları ile, değişik başlıklar ortaya koymuşlardır. Başlığın hazırlanışı, bağlanması, süsleri sonsuz bir beceri ve sanatın ürünüdür.Türkmen kadını, pul ve boncuklarla süslü örtüleri, tepelik, yanaklık, alınlık; ayrıca, topsu, imleçler, çıngıl ve sakalduruk adlarını taşıyan süsleri ve çiçekleri ile, çok çeşitlilik ve sonsuz güzellikler ortaya koymuşlardır. Böylece bölgeden bölgeye farklılıklar görülmekteyse de, bu farklılıklar özde değil görünüştedir. Özellikler ortak olup, özde birlik ve bütünlük vardır.
Başlıklar kadının, sosyal durumunu ve ekonomik gücünü gösterir. Genç kız, gelin, evli kadın, çocuklu kadın, dul kadın, oğlu askere gitmiş kadın ve ninelerin kullandıkları başlıklar, bu özelliklerini yansıtırlar. Bunların her birindeki başlığın ayrı bir özelliği vardır. Ancak hepsinde de özde birlik vardır.
Bütün değişik başlıkların hepsinde, başa önce bir fes veya takye giyilir.Buna genelde, Terlik veya Arak-Çin (ter toplayan) denir. Her ikisi de, ter emici anlamında kullanılmaktadır. Kadın başlıkları, terlik üzerine, çeşitli, ipek, keten, tül vs. gibi malzemeden değişik renkteki örtüler bağlanarak ve takılarla süslenerek yapılır. Bazı bölgelerde bunlar, bir kep gibidir. Çeşitli yöntemlerle başa yükseklik verilir.
İster kep biçiminde, ister kasnaklı olsun bu gibi başlıkların hepsi altın, gümüş veya boncuklar ile süslenir. Üstü düz olanların tepesi, ya renkli boncuklarla işlenir veya gümüş tepelikler konur, ya da sade olarak kullanılır.Yeni evli kadın başlıklarında başa, keten denilen işlemeli beyaz bir örtü örtülür.Bunun üzerine, Yağlık denilen çeşitli renkteki örtüler sarılır, ve bunların üzeri çeşitli takılar ile süslenir.Bu keten denilen beyaz örtüyü yalnızca evli kadınlar kullanır.Kızlar kesinlikle örtünmezler.
Başlık keteni üzerine, boncuktan veya gümüşten çeşitli takılar takılır. Başlıklarda ayrıca, başlığın iki yanına tutturulmuş bulunan, kulakların önünden ve çene altından geçen süslü bağlar bulunur. Çenebağı olarak bilinen bu bağ, başlığın kaymasını önler ve ayrıca bir süs aracı olarak da gösterişlidir. Çene bağları, ekonomik durumu yetersiz dul ve yaşlı kadınlarda, herhangi bir kumaştan dikilmiş bir bağ olabildiği gibi, servete göre altın, gümüş ve boncuk dizilerinden de yapılır.
Bu bağa yöremizde; çenebağı, sakandırık, sakanduruk denir.
Damal Türkmenleri nin başlıkları ile baş süslemelerinin,ayrı bir özelliği vardır.Başa önce yaklaşık 8-10 santim yükseklikteki; terlik veya kofik denen fes giyilir.Bu terliğin ön yönüne, şakağı bütünüyle saran siyah ve koyu kırmızı renkli boncuklardan, geometri şekilleriyle işlenmiş 5-6 santim eninde bir şerit dikilir. Boncuklardan yapılan bu şakak şeridine Siyil deniyor.
Evli kadınların başına, bu boncuk şeridin üst kısmına, gümüş veya altın paralar sıralanır. Bu sıralamada, alnın orta kesimine gelen yere, iri bir gümüş veya altın, kulpundan dikilir.Fes yani terliğin yanlarından tutturulup, çenenin altına gelen çenebağı, yöremizde de hep boncuktan yapılır ve genellikle en çok sakandırık adı ile bilinir.Sakandırık, her biri orta genişlikteki parmak kalınlığında bükümlü iki veya üç boncuk kelebinden oluşur.
Damal Türkmenlerinde de; genç kız, gelin, evli kadın ve dul kadın ile nine başlıkları ayrı özelliklerdedir. Burada kısaca, yeni evli gelin başının nasıl olduğunu görelim: Yeni evlenmiş bir gelin ile, 8-10 yıllık evli genç kadının başlığı, ana hatları ile birbirine benzer. Ancak, yeni gelin başındaki boncuk ve takılar daha zengindir. Damal Türkmenlerinde de, evlenişinden üç gün geçince gelinin başı törenle ilk defa, kadın başı olarak düzenlenir. Başa önce, üzerinde çenebağı (sakandırık) ve siyili bulunan yeni bir fes giydirilir. Bunun üzerine, kenarları ve arkaya gelen köşesi ufak boncuklarla zengin bir şekilde işlenmiş beyaz bir örtü, köşeğenden katkanarak örtülür ve çene altından geçirilerek tepede bağlanır.Buna keten denir.Bu ketenin üzerine,yağlık denilen üç adet krep, köşesinden katlanarak, 8-10 santimlik şeritler halinde kıvrılır ve fesin çevresine sarılır.
Başın arka tarafına, boncuktan yapılmış ve 4-5 santim genişliğinde bir şerit, şakaklar üzerinde bulunan iri sedef düğmelere ilikli olarak tutturulur. Başın arka yönünde bulunan bu boncuk şeride, Yular denir. Bunun üzeri, sıra halinde iri beyaz sedef düğmelerle süslenebilir. Burada da, düğme dikişlerinde iplik yönlerine özen gösterildiği görülür.Bu baş biçimi, evli kadının günlük başlığıdır.
Ayrıca, isteğe bağlı olarak günlük giyimde, kadın başlığının arka tarafına, boncuktan yapılmış 15-20 santim uzunluğunda, top denilen bir püskülde takılır. Genç kadınlar, düğün, nişan ve sünnet gibi törenlerde, başlarına yine boncuktan süsler takarlar.Yeni gelinler ise olabildiğince bol boncuklu süsler kullanır.Yeni evli kadında, keten üzerine T şeklini andıran ve bütünü boncuktan yapılma bir baş süsü, üzerinde kancalar yardımı ile, başın arka tarafına tutturulur. T biçimindeki baş süsünün ayağı diyebileceğimiz dikey kesimi, 8-10 santim genişliğinde ve 25-30 santim uzunluğunda bir dörtgen biçimindedir. Bunun tepe kısmı, 3-4 santim enindeki boncuk dizisinin yanı sıra düğmelerle de süslüdür.Bu baş süsüne, Duluk ipi deniyor.
Duluk ipi, rengarenk boncuklarla, geometrik şekillerle işlenmiştir. Alt kısmına boncuklardan saçaklar yapılmıştır. Ayrıca, başın iki yanına boncuktan yapılma Top denilen püsküller takılır. Bazen başın arka tarafına duluk ipi yerine, bu toplardan da takılır. Yine gelinlerde duluk ipinin yanı sıra, boncuktan yapılma, parmak kalınlığında ve kalem biçiminde saçakları bulunan süslere de yer verilir.Ayrıca, saçlar üzerine boncuktan değişik süsler takılır. Arkaya, bele boncuk, kordenet ve bazen gümüşten yapılmış saçbağı denilen bir süs bağlanır. Bele bağlanan saçbağı, belden eteğe doğru sarkar.Yine belin iki yanına ve öne yedek denilen boncuk süslemeler takılır.
Genç kızlarda da siyil adı verilen ön şerit, yular denilen arka şerit ve sakanduruklu fes giyilir. Arkadan sarkan saç örükleri üzerine, yine boncuktan yapılma saçipi veya kütük denilen süsler konur. Saçipi, yatık dikdörtgen şeklinde olup, alt kısmı, içi pamukla doldurulup yuvarlak örülmüş, parmak kalınlığında saçaklı bir süstür.
Kızlarda keten örtünme adeti yoktur. Ergenliğe erişmemiş kızların başlıkları da aynı özelliktedir.
Damal da yeni evli kadınların entarileri, genelde kadifeden yapılmaktadır.5-6 üçetek entarinin, 3 adet eteğin ve önlüğün üst üste giyildiği, bunların hepsinin astarlı oluşları, ayrıca o ağır boncuktan süsleri de düşünülürse, yüksek yaylalara yaraşan bu Türkmen giysileri ile giyinik olarak yazın dolaşmanın da güçlüğü ortaya çıkar. Ne var ki, küçük yaştan böyle giyinmeye alışıldığı için zor gelmemektedir.
Tabiidir ki 5-6 kat üstüste giyinilen Damal Türkmen kadın giysileri ve takılarının maliyeti de, oldukça yüksek olup, ayrıca çok el emeği ve özen istemektedir.

DAMAL ve YÖRESİNE AİT MANİLER
Pınar başı dikmeli
Dibine gül ekmeli.
El oğlunun derdini.
Ölenecek çekmeli

Üçderenin yolu ayaz.
Bir mendil buldum beyaz
Kurban olduğum Allah
Seveni sevene yaz.

Yudum yudum duruldum
Altın idim pul oldum
Kimseye gönül vermezken
Bir kötüye kul oldum

Bacadan ot atıyor
Kızlara çalım satıyor
Ola çalımın batsın
Anan çulda yatıyor

Ulgar bir maral olsa
Saplısı karar olsa
Ulgar seni yıkarım
Yara bir zarar olsa

Bir taş attım çeliğe
Çeliğin çiçeğine
Kurban olam sarılan
Kızların gökçeğine

Kamerinin düzünden
Keçileri aşırmış
Oğlan kızın yüzünden
Yolları şaşırmış

Bir kuş tuttum alaca
Bağladım dört ağaca
Mevlam bir yazı yazmış
Ne kapı var ne baca

Şulgürün deresi cızıdır cızı
Açarlar yaramı dökerler tuzu
Beni bir gavur vurdu
Yaramı bağlayan bir Türkmen kızı

Doymamışım aş ile
Gözüm dolu yaş ile
Nerelere giderim
Bu sevdalı baş ile

Duvağın bezeklisi
Tarlanın tezeklisi
Sarıldıkça tat verir
Kızların göbeklisi

Ola sen Sorslu musun?
Ayağı mesli misin?
Kan edenler barıştı
Yoksa sen gavur nesli misin?

Koyunlar sağılanda
Sağılıp soğulanda
Anan nasıl dayansın?
Askerler-okullar dağılanda

Dağ başında mağara
Felek gözün ağara
Ana beni severdin
Biye verdin cahala

Jaradağ da talan var
Beni derde salan var
Çek bayrakçı bayrağı
Gözü yolda kalan var

Çamlıyurdun düzleri
Top biter nergizleri
Oğlan kızın yüzünden
Yitirmiş öküzleri

Damal ın ovası var
Ovası obası var
Benim sevdiğim kızın
Ne zalim babası var?

Hastayım nar isterim
Döşeği dar isterim
Dar döşeğin üstünde
Cilveli yar isterim


KINA GECESİ
Gelinin yengesi, evlenme çağı gelmiş bekar kızlar ve davul zurna beraberinde kına hazırlanır. Gelinin başı bir yağlıkla(başörtü) örtülür. Selavat getirilerek ve arkasından maniler söylenerek kızın oturduğu mekan çevresinde üç kez dönülür.bir tepsi içerisinde mumlar ve kına bulunur. Mumlar ateşlenir ve davul zurnanın ağlatma makamı eşliğinde gelinin eline kına yakılır. Arta kalan kınadan diğer kız arkadaşları da kına yakılır. Söylenen türkü şudur;
Kınayı getir ana
Parmağın batır ana
Ben bu gece misafir
Koynunda yatır ana

Damın önü çeperler
Çepere su serperler
Uzak yoldan geleni
Terli terli öperler

Gelinin eline kına yakma töreni bitince damat adayının kına yakma töreni başlar. Burada da oğlanın akran erkek arkadaşları sağdıcı ve davul zurna bulunur. Oğlanın eline kına yakılır. Aynı kınadan diğer erkeklere de sembolik olarak kına yakılır.

KIZ İÇİN SÖYLENMİŞ TÜRKÜ
Tan vaktinde bir kız indi pınara,
Mavi önlüklü de, kırmızı donlu.
Zülüfleri tel tel düşmüş yanağa,
Örülmüş saçları da değer ayağa.
Ak gerdan üstünde çiftedir benler,
Altın saç bağları topuğu döver.
İnce bel üstünde gümüşten kemer,
Sade kaşile gözleri dünyayı değer.

DAMAL VE YÖRESİNDE SÖYLENEN ATASÖZLERİ
Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir.
Ayağın taşa değerse kendi kusurundan bil.
At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.
Atınan katır tepişir, eşeğin arada canı çıkar.
Allah dağına göre kış verir.
Ayının kırk oyunu varmış armutla alıcın başınaymış.
Azığı evden al, arkadaşı köyden al.
Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış.
Akıllı düşünene kadar deli köprüyü geçer.
Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
Ayağını yorganına göre uzat.
Ayının ahmağı kayganadan pay umar.
Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al.
Aklı kesen düşman akılsız düşmandan iyidir.
Besle kargayı oysun gözünü.
Bir bıyıktan kırk sakal olmaz ama kırk sakaldan bir bıyık olur.
Bacım umuyor bacımdan, bacım ölüyor acından.
Balık baştan tutulur.
Boynuzsuz koçun ahı boynuzlu koça kalmaz.
Bitli kaşınmış da aç umsunmuş.
Canı yanmış eşek attan yürük gezer.
Can cana kurban edilmez.
Çak çak başını gözünü yarar değirmen taşı istediği gibi döner.
Çayı görmeden çemirlenmez.
Çayın ortasında at değiştirilmez.
Deli dedi akıllı inandı.
Deli deliyi görünce çomağını saklar
Dar günde dost düşman belli olur.
Ersiz avrat yularsız ata benzer.
Erim evde yok keyfim beyde yok.
Eşeğin kazancı at içindir.
Er dayıya kız bibiye çeker.
Elden gelen önlük olmaz o da vaktinde bulunmaz.
Ev danası öküz olmaz.
El atına binen tez iner.
El eliyle çorba içilmez.
El eliyle diken çıkarılmaz.
Görünen köy kılavuz istemez.
Herkes sakız çiğner ama çingene kızı mazağını çıkarır
Hesabını bilmeyen kasabın elinde kalır kuru masadı.
Isıran köpek dişini göstermez.
İte bak yattığı yere bak
İt ayıbı bilse tuman giyer
İtin ürmeyenini kapıya koymazlar
İtin yediğini ürdüğüne sayarlar
İtinen bir çuvala girilmez
İti ürdürene kadar çalıyı dolan
Koçluk kuzu közde belli olur.
Kaçan balık büyük olur
Köy köy üstüne olur ev ev üstüne olmaz.
Kel derman bulsa başına çalar.
Koy atın ölümü arpadan olsun
Kenarına bak bezini al anasına bak kızını al.
Kıllı it boğuşmak senin neyine.
Karı var arpa unundan aş yapar karı var buğday unundan termaş yapar
Keçini öleceği gelende çobanın değneğine sürtünür.
Keçi nereye çıkarsa oğlağıda oraya çıkar
Kadı var eşini vezir eder, kadın var eşini rezil eder.
Körünen yatan şaşı kalkar.
Odun odunu yarar ahmak kendini yorar
Öküzü olmayanın bıçağı keskin olur
Öküz öldüğümde postumu ineğin üstüne atın demiş
Peyniri deri saklar kadını eri saklar.
Peşkeş atın dişine bakılmaz.
Sefil atın çiftesi sert olur.
Suyun durgun akanından insanın yere bakanından kork.
Tangır elek tangır sac elim hamur karnım aç.
Tavukça tavuk su içer Allah bakar
Tek öküzle çift sürülmez.
Tek taştan duvar olmaz.
Ürmesini bilmeyen it sürü getirir kurt.
Vuran oğul babya bakmaz.
Yol gitmekle borç ödemekle biter.
Yetim hırsızlığa çıkanda ay akşamdan doğar.
Yetime öğüt veren çok olur, ekmek veren olmaz.
Yetimi döğeceğine elbiseni yırt
Zemheri ayında suya girilmez.
Zemheri ayında yola gidilmez
Kaynak: Erol ÖZER

Ardahan İli Damal İlçemizde Beddua Kargıç olarak söylenmektedir. Ne Kargışlıyon kız sözü beddua okuma anlamına gelmektedir.

İLÇEMİZE HAS BEDDUALAR ( KARGIÇLAR )
1- Ocağın Söne
2- Kapın Kapalı Kala
3- Kadan Dalından Gele
4- Batım Okuna Rasgelesin
5- Salacağına Kurt Düşe
6- Ali nin Kılıcına Gelesin
7- Etlerin Teneşirden Döküle
8- Gorunda Yatmayasın
9- Nesimi Gibi Yüzülesin Mansur Gibi Dara Çekilesin Halil İbrahim Gibi Nara Atılasın
10- Kulağına Kurşun Ağa
11- Gözüne Ala Duman Gele
12- Sürüm Sürüm Sürünesin
13- Gidişin ola Gelişin Olmaya
14- Gurbetten Karalı Haberin Gele
15- Karnın Doymaya Yüzün Gülmeye
16- Dullara Duvaksız Gidesin
17- Çel Çocuk Yüzüne Hasret Kalasın
18- Ölün Düzde Kala Leşini İtler Yiye

DUALAR
1-Allah ne muradın varsa versin
2-Kül avuçlayasın, altın kese
3-Mevlam ne dileğin varsa versin
4-Ali yardımcın, Hızır kılavuzun ola.
KAYNAK : EROL ÖZER

DAMAL VE YÖRESİNDE KULLANILAN KELİMELER
Asıllım :Çok iyi
Alaşa :Çapkın
Bıldır :Geçen sene
Badaşık :Samimiyet
Bayak :Biraz önce
Buymak onmak üzere olmak
Bıdılamak :Kendi kendine söylenmek.
Cendek :Leş
Cıbıl :Çıplak
Çarpım :Kat kat yufka ekmek.
Çavmak :Sağa sola koşmak,acele davranış.
Çırtım :Bir damla
Daraba :Evle ahırı ayıran tahta perde.
Duluk :Zülüf
Durmahal urmadan,daima
Dümsük :Gizlice birine dirsek vurma
Edirtlemek :Bitmiş bir işi tekrar tekrar gündeme getirmek.
Edik :Nakış
Elcek :Tutacak,sap
Guda :Kuyruğu kısa
Guduk :Köpek yavrusu.
Gıdıl :Küçük
Gümrenme :Ağıt söyleyerek ağlama.
Herbi :Çabuk
İç Etmek :Ortak hakkı yemek
İyeşmek :Ben çok çalıştım,sende şu işi yap tartışması.
Karavul :Kır korucusu,bekçi
Keflemek :Birini yalnız yakalayarak dövme hesabı yapmak.
Kercine :İnadına
Kerti :Bayat
Kırtık :Çok kullanılarak incelmiş sabun
Kıskılamak :Köpeği birinin ütüne tutsun diye yollamak.
Koş koşa :At başı gitme.
Kuylamak :Saklamak
Lağlanmak :Birini aşağılayarak alay etmek.
Lehlemek :Yorulmak
Lığlama op dolu
Matalanma : Şaşma, hayret etme
Mısmıl : Temiz, düzenli
Mındar : Pis, kirli
Malamat : Ayıbı duyulmak, mahcup olmak
Naçar : Biçare
Pet Kesmek : Şişmek
Pampalaşmak : Büyümek
Puçumak : Mahçup olmak, utanmak
Safsalamak : Oyalamak
Seğirtmek : Koşmak
Seriklemek : Otururken arada bir uyuklamak
Seme : Beceriksiz
Siftimek : Kabuklarından temizlemek
Şamlamak : Kandırıp, inandırmak
Şaplak : Tokat
Şamata : Gürültü
Tutuk : Burnundan konuşmak
Ucun ucun : Azar azar
Urzan : Doğum yapamayan, kısır
Yakınmak : Şikayet etmek, dert yanmak
Yangılı : İsterik
Yandırmak : Birine aşık olmak
Yavukmak : Birine çok alışmak
Yavuncamak : Yalvarmak
Yüngül : Hafif
Zaarki : Herhelde

KOTANLAMALAR ( HEREYİL )
Aile içinde başlayarak toplumları idare eden düzenleyen örf adetler toplum düzeninin her sahasında farklı şekillerde kendini göstermektedir.
Bunlardan biriside kotanlamalardır.
Kotanlama, kotan sürerken söylenen manilere denir.
Kotan nedir? Kotanlama nedir? Bunları biraz açmak gerekirse, çiftçilerimiz büyük tarlaların sürülmesi için birkaç ailenin bir araya gelmesi için birleşirler. Buna modgam denir. bir araya gelen çiftçiler kotan denilen büyük bir karasaban koşarlar. 10- 12 çift öküz koşulur. Kotanı tutana yani idare edene Majkal, her boyun çift öküzü idare edenlere Hodak, geceleri öküzleri otarana da Öküzcü denir. Kotanı sürmeye sabaha karşı tan atışında başlanır. Bu arada hodaklar uyumamak için horeyil söylerler. Bu söylemeler karşılıklı olur. Her dörtlükten sonra hep bir ağızdan Hooooo diye bağırırlar.

BUNLARDAN BİRKAÇ ÖRNEK:
Ağtaşı kaldırsam
İnce yılan öldürsem
Yılan inceden ötür,
Yüksek dağda gül biter.
Hooooo...

Tarlanın yanından geçen yolcuya:

Buradan bir atlı geçti,
Nalları parlattı geçti,
Ellere selam verip,
Bize el attı geçti.
Hooooo

Koyun kuzu sürüsü tarla yanından geçerse:
Ay çevirmeler çevirmeler,
İçinde ak koyun meler,
Mele koyunum mele,
Belki sevdiğin gele,
Hooooo

Tarla yanından bir gelin veya kız geçerse:

Buradan bir maya geçti,
Sallandı çaya geçti,
Ben sevdim eller aldı,
Emeğim zaya geçti.
Hooooo

Tarla yanından evli bir bayanla erkek geçerse:

Kuş kayadan el eyler,
Eşine gel gel eyler,
İki baş bir yastıkta,
O göz uykuyu neyler.
Hooooo

KOTANLAMALAR
( Horevel)
Buradan bir maya geçti
Sallandı çaya geçti
Ben sevdim eller aldı
Emeğim zaya geçti.

Buradan bir atlı geçti
Nalları parlattı geçti
Ellere selam verip
Bize el attı geçti.

Kuş kayadan el eyler
Eşine gel gel eyler
İki baş bir yastıkta
O göz uykuyu neyler.

O güneyler o güneyler
O gölge o güneyler
İki baş bir yastıkta
O göz uykuyu neyler.

Manide mestim oğlan
Ufaktan dostum oğlan
Gelip geçtikçe selam verirdin
Neden selamı kestin oğlan.

Ektim Biçtim Herk ettim
Dadandı kara leylek
Kışı beraber geçirdik
Yazın ayırdı felek.

BİZİM ELLER
Sen bizim elleri bilmezsin gülüm
Ulgar ın dumanı çekilsin de gör,
Her haftası bayram, her günü düğün
Hele Ortayurta çıkılsında gör.

Mayıstan mayısa yapılır yolu,
İçimiz Atatürk sevgisi dolu
Biz ebedi unutmayız onu
Hele Karadağ da gölgesi oluşsunda gör.
Bilmezsin ovalar nasıldır bizde,
Kağnılar yollarda, yoncalar dizde,
Yazdıklarım yalan değil hep bizde
Hele bir ekinler ekilsin de gör.
Görmedin sen bizim soğuk suları
Karlar eriyince kırar yuları
Köpük olur beyaz su, olur sarı
Hele taştan taşa dökülsün de gör
Mezarlık sanki Kıbrıs Adası
İçinden çıkmaz ölüm sedası
Cumadan cumaya gideyim bari
Muhammet mezarda ağlasın da gör.
Muhammet DOĞAN
Y.Gündeş Köyü / Damal

ÖRF, ADET, GELENEK VE GÖRENEKLERİMİZDEN
Askerlik ve Gurbetlik :
Askere ve gurbete gidenler davet edilir. Davul zurna ile uğurlanır. Hayırlı gidin gelin denilir. Geldiğinde köylüler ve akrabalar tarafından karşılanır.Hal hatır sorulur. Askerden veya gurbetten gelen karşılamaya gelen misafirlere kolonya ve şeker (kanfet) ikramında bulunur.
Dini İnançlar :
Kurban bayramından önce küskünler barışır, kınalar yakılır, evde genel temizlik yapılır. Kurbanın kanından çocukların anlına vurulur. Bunun anlamı da çocuğumu hak yoluna kurban edebilirimdir.
Kadınlara büyük saygı vardır. Bunun için şöyle bir deyiş vardır;
Yedi damı bu cihanı bezdiren avradını yalın ayak gezdiren adam adam değildir.
İkindi üzeri yemek yenmez
Öğlen üzeri uyunmaz

Halk Hekimliği :
Romatizma için: Isırgan otunu haşlayıp romatizmalı bölgeye sarılır.
Mantar(Dermağı): gervişek ağacı yakılır isi yaralı bölgeye sürülür.
Yara tedavisi : Bağ yaprağı yaraya sarılır.

Halk Meteorolojisi :
Yıldızların sıklığı havaların yağışsız geçeceği, yıldızların azlığı havaların yağışlı geçeceğini gösterir.
Akşam bulutunun kızarması yarın ki havanın yağmurlu olacağını gösterir,

Halk Takvimi :
Yıla sene adı verilir. Ayların isimleri de şöyledir:
Ocak : Zemheri
Şubat : Gücük
Mart : Mart
Nisan : Abrıl
Mayıs : Mayıs
Haziran : Kiraz
Temmuz : Herk ayı
Ağustos : Çayır ayı
Eylül : Tarla ayı
Ekim : Harman ayı
Kasım : Koç Ayı
Aralık : Karakış ayı

Halk Hukuku :
Kızlar miras alma yoktur
Borç namusdur, zamanın da verilir
Kan davası güdülmez
Boşanma yok
Yasak ilişki olmaz, yakalanırsa yol düşkünü olur.

Kirve ve müsahip çocukları evlenemez.
Çocuğu olmayan erkeler eşinin rızasını alarak ikinci evlilik yapabilirler

Kız kaçırma birbirlerini severek kaçabilirler.( zorla kız kaçırma yoktur.)

Sınır anlaşmazlıklarında hudutları bilen komşular tarafından ikna edilerek anlaşma sağlanır.

Halk Ekonomisi :
Kağnı ve karasapanla çiftçilik yapılmakta, arıcılık, hayvancılık yapılmakta ve yazın yaylaya çıkılmaktadır.
Halk Ağırlık Ölçüleri :
Okka : 800 gr.
Tukt : 100 gr.
Put : 16 kg.
Uzunluk ölçüleri olarak; kulaç , karış, ayak ve parmak kullanılır.

İnanışlar :
Pazar gün iyi gün sayılır. Çünkü dünyanın kurulduğu gündür.

Cuma günü çamaşır yıkanmaz

Gece tırnak kesilmez. Ölüden et kesme inancı vardır.
Gece dışarı sıcak su dökülmez

Göz seğirmesi : yolda yolcu var Kulak çınlaması : İyi haber alınacak
Avuç içi kaşınması : Ele para geçecek
Baykuş Öterse : evden ölü çıkacak
Güvercin kutsal sayılır
40 lar, 3ler, ler iyi sayılır.
Nazar Nazarlık:
Güzel çocuklara ve çocuğu yaşamayanlara nazarlık yapılır.
Nazarı değen kişinin özellikleri: gök gözlü ve sarışınların nazarı değer.
Fal:
Kadere, kısmete ve şansa inanılır.
Evlenemeyen kızlar ve erkekler hocaya gidip baht açtırırlar ve bu niyetle oruç tutulur.

Adak:
Askerden gelme , çocuğu olma durumlarında fakire bir şeyler verilir ve ya kurban kesilir.

Yağmur duası:
Yöredeki kutsal ve yüce dağlara çıkılıp kurban kesilip dua edilir.

Günah:
Yetimi dövmek
Küfür yapmak
Hudut bozmak
Erkek kişinin kadınlar tarafından uğurunu(yolunu) kesmek
Hırsızlık yapmak

Tövbe etmek:
Yemin edilerek vazgeçilir.

Törenler
Koç katımı
Koyunun yüzünü gezme
Yaylaya göçme
Mahalli yılbaşı(1 mart)
İlk çocuğu olanın bacasını söküp hediye alınır
Nişan ve evlenme yıldönümünde akraba ziyaret edilir elleri öpülür.
Halk Oyunları
Sarı çiçek, Üç ayak, Eştirme, Ağırbar

Çalgı
Saz, Cüra, Zurna, Davul
buda_bizim_kz_.jpg
Giyim Kuşam
Kadınlar ve kızlar düğünlerde renkli akseuarlı allı yeşilli giyinir. Yeni evliler gümüş kemer altın liralar takarlar. Kızlar gelinler saçlarına kırk örük örerler. Zülüflerini feslerine takarlar. Ayağa iskarpin ve örnekli çoraplar giyerler.
Erkekler, İngiliz kilotu, yelek, körüklü çizme giyip kakül uzatırlar.
Mutfak
Bölgenin mutfağı yabani otların zenginliği ve hayvansal ürünlerin bolluğu nedeniyle genelinde yöresel yemekler hayvansal ürün ve otlardan yemek yapılır. Yöremizde mutfak kültürü zayıftır. Yemekler, katıklı aş, (ayran ve un dan yapılır) , kartopu aşı( Patates ve sütle yapılır), Çemen , telce, pancar, cil, gelin parmağı, evelik ,gibi yöresel otlardan yoğurt ve yumurta karışımı ile yemekler yapılır. Ayrıca bişi, katmer, kete, mıhlama , helva (Un, yağ ve şeker) gibi yemekler vardır.

Özel gün yemekleri
Keşgah
Haşlama
Kebap
Pilav
yemekler.jpg

Yeni sayfanın içeriği

maral.irkan@gmail.com
 
Kullanıcı adı:
Şifre:
GAZETE
 
DUYURULAR
 

DUYURU PANOSU

--- TEPEKÖY---

Duyurularımız artık buradan duyurulacaktır.

---koyumtepekoy.tr.gg---

www.koyumtepekoy.tr.gg

REKLAMLAR
 


 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!

Get your own Chat Box! Go Large!



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol